Kalp çarpıntısı, bir kişinin kendi kalp atışlarını normalden daha kuvvetli ve hızlı bir şekilde hissetmesine denir. Bu durum, sinirlendiğinde, spor sonrasında dinlenirken ya da uyarılma anında normal olarak hissedilebilir. Ancak, ufak hareketlerde ya da dinlenirken bile çarpıntı hissediliyorsa, durumun araştırılması için doktora başvurmak gereklidir. Çarpıntı, günümüzde insanlar tarafından sıkça şikâyet edilen bir rahatsızlıktır. Bazen sadece huzursuzluk hissi verirken, bazen de ciddi ve ölümcül olabilecek durumların habercisi olabilir.

Normal koşullarda, bir kişi dinlenirken kalp atışları dakika içinde 60-100 arasında düzenli olarak atar; sabit bir değer yoktur. Ancak, düzenli spor yapan kişilerde ya da kalp atışlarını yavaşlatıcı ilaç kullananlarda dakikada 50 atıma kadar normal kabul edilebilir. Kalp atışlarının aniden hızlanması (taşikardi), düzensiz bir şekilde atması (aritmi) veya yavaşlaması (bradikardi), psikolojik sorunlar ya da tansiyonun ani değişimleri nedeniyle çarpıntı hissedilebilir. Çarpıntı genellikle ensede, göğüste ve boyunda hissedilir.

Çarpıntı hissi genelde çok ciddi sorunlar yaratmaz. Ancak, kişide kalp kapağı hastalığı ya da kalp damar hastalığı varsa, bu durumlar risk faktörleri taşır. Aynı zamanda, kan tuzlarında bozukluk olduğundan şüpheleniliyorsa, çarpıntının ciddi sonuçlara neden olabileceği unutulmamalı ve geç olmadan tedbir alınmalıdır.

Kalp çarpıntısı şikâyetiyle gelen hastalarda özellikle çarpıntı anında ne hissedildiği, nasıl ve ne zaman başladığı, süresi, ani bayılma, göğüste batma ve ağrı gibi başka şikâyetlerin olup olmadığı araştırılmalıdır. Çarpıntı hissedildiğinde kişinin tansiyon, ateş ve nabız değerleri not edilmelidir. Çarpıntı hissedilen zamanlarda çekilen elektrokardiyografi, önemli bilgiler verir. Genelde doktora gidildiğinde çarpıntı geçmiş olabilir; ancak her gün hissedilen bir şikâyet varsa, 24 saat içinde kişinin tüm kalp atışlarını kaydeden ritim holter cihazı ile günlük aktivitelerini aksatmadan ritim bozukluğu olup olmadığı anlaşılabilir. Kısa süreli ve seyrek şikâyetlerde ise 'olay kaydediciler' kullanılarak yalnızca çarpıntı esnasında kısa süreli kayıt almak mümkündür. Bu cihazlar yıllık, aylık ve haftalık sürelerle kiralanabilir.

Çarpıntının nedenine yönelik yapılacak diğer tetkikler arasında elektrofizyolojik çalışmalar, ekokardiyografi, bilgisayarlı tomografi (BT), efor testi, koroner anjiyografi ve manyetik rezonans bulunur. Bu testler özel olarak seçilen hastalara uygulanır.

Tedaviye, çarpıntının sebebine bakılarak başlanmalıdır. Kan tuzlarındaki bozukluk, kansızlık, tiroit hastalığı gibi sebepler araştırılarak düzeltilmelidir. Tedavi aşamasında, şikâyetleri ortadan kaldıracak, hayati tehlike taşıyan durumları önleyecek ve kişinin günlük yaşamını etkilemeyecek şekilde planlama yapılır. İhtiyaç duyulduğunda kalıcı ritim düzenleyici cihazlar takılması veya kalp pili kullanılması, ritim düzenleyici ilaçların başlanması ve cerrahi girişimler önerilebilir.